Londra’da yılın kültür olayı : Kürk Mantolu Madonna yakında Londra sahnelerinde!

Türk edebiyatının modern klasikleri arasında sayılan ve küresel çapta bir fenomene dönüşen Sabahattin Ali’nin “Kürk Mantolu Madonna” romanı sahneye taşınıyor..

Londra’da yılın kültür olayı : Kürk Mantolu Madonna yakında Londra sahnelerinde!

Türk edebiyatının modern klasikleri arasında sayılan ve küresel çapta bir fenomene dönüşen Sabahattin Ali’nin “Kürk Mantolu Madonna” romanı sahneye taşınıyor. IMC Production şirketi, eserin tiyatro uyarlamasını yakında hem Türkçe hem de İngilizce olarak izleyiciyle buluşturmaya hazırlanıyor.

1943 yılında yayımlanan ve üzerinden geçen 80 yılı aşkın süreye rağmen güncelliğini koruyan Kürk Mantolu Madonna, son yıllarda İngiltere edebiyat pazarında elde ettiği beklenmedik başarıyla dikkatleri üzerine çekmişti. Roman, bu yıl içinde İngiltere’de 30 bin kopya satışı aşarak, Jane Austen’ın “Gurur ve Önyargı” gibi dünya edebiyatının köklü klasiklerini dahi geride bırakmayı başarmıştı.

Yapımcı Oğuzhan Güler ‘Romanın bu denli benimsenmesinin ardında, bireyin toplum içindeki yalnızlığı, yabancılaşma ve ideal aşk arayışı gibi evrensel temaları derinlemesine işlemesi yatıyor. Kürk Mantolu Madonna projesi, Raif Efendi’nin içe dönük dünyasını, toplumsal baskıyla mücadelesini ve “kendini var edememenin derin kaygısını” sahneye taşıyacak’ dedi.

Londra sahnesine bu iddialı projeyi taşıyan IMC Production son olarak büyük beğeni toplayan, usta sanatçı Cem Karaca’nın hayatını anlatan ve başrolünde Cem Özer’in yer aldığı “Cem Olmak” müzikali gibi geniş yankı uyandıran sanat projelerine imza atmıştı.

IMC Production, Londra’daki yapımcılık serüvenine ise ödüllü Tabard Tiyatrosu’nda sahnelediği “Züleyha” oyunu ile başladı. Şirket, İngiliz eleştirmenlerden tam not alan “Züleyha” oyununu 12 defa sahneleyerek, Londra’da yüksek kaliteli ve kalıcı prodüksiyonlar üretme konusundaki kararlılığını gösterdi.

Prodüksiyonun sahne takvimi ve bilet bilgileri, IMC Production tarafından yakın zamanda duyurulacak. Sanatseverler, 1930’ların Berlin’i ve Cumhuriyet dönemi Türkiye’si arasında gidip gelen, iki kültürün kesişim noktasında, zamansız bir aşk ve varoluş hikâyesine tanıklık etmeye hazırlanıyor.